Kurbağalar, Omurgalılar’ın 4. alt şubesini meydana getirirler. Bunlar hem karada, hem de suda yaşayabilen hayvanlardır. Yalnız, tatlı sularda — derelerde, göl kıyılarında, bataklıklarda — yaşarlar; denizde yaşayamazlar.
Kurbağanın vücudu yumruk büyüklüğündedir; ince, tüysüz, ıslak bir deriyle kaplıdır. Sırtında kırmızımtırak, zeytin yeşili benekler vardır. Arka bacakları ön bacaklarından çok daha uzun, çok daha kuvvetlidir. Kurbağa, bunlar sayesinde, sıçraya sıçraya yol
KURBAĞANIN VÜCUT YAPISI
Kurbağanın vücut yapısı çok ilgi çekicidir. Hem karada, hem suda yaşadığı için, balığı andıran yanları da vardır. Bu arada, yavru kurbağalar solungaçlarıyla, ergin kurbağalar akciğerleriyle solunurlar. Ayrıca, kurbağada deriyle solunum da çok gelişmiştir. Akciğerleri çıkarılan kurbağaların, derilerinden hava alarak yaşadıkları görülür. Çünkü, kurbağada üst deri çok incedir; altında kılcal damarlar vardır. Bu sayede, deriden geçen oksijen, damarlardaki kirli kanın temizlenmesini sağlayabilir. Bunun için de, kurbağa derisinin sürekli olarak ıslak kalmasına dikkat eder; sıcakta gölgelik yerlere sığınır. Deri büsbütün kurursa, vücuttaki gaz alışverişi de durur; kurbağa boğularak ölür.
KURBAĞALARI TANIYALIM
Kurbağanın ön bacakları arka bacaklarından kısa olduğu için, sıçrayarak yürümek zorundadır. Kurbağanın kulaklarının yanında birer zar kese vardır. Bunları havayla doldurur. Sıkıp gevşetmekle “Vrak! Vıcık!” dİ ye ses çıkarır. Bu güçlü sesi çıkaranlar erkek kurbağalardır.
Kurbağa hem ciğerleriyle, hem de derisiyle solunur. Derisi çok incedir. Güneşle kalırsa vücudunun suyu buharlaşıp uçar, hayvan soluma yapamaz ve bunun sonucunda ölür. Bunun için ıslak, gölge yer arar. Kurbağanın dili ağzının tabanına önden bağlıdır. Bunun için, dilini çok uzun bir biçimde çıkarabilir. Böylece havada uçan böcekleri ya da uzak mesafedeki böcekleri avlayıp beslenebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder